bosluk
bosluk
Bu küçük evi görünce, "Geç kaldım!" diyen telaşlı beyaz tavşanın deliğinden içeri düşüp de Harikalar Diyarı'nın minik kapısından sığamadığı için bir teleskop gibi kapanarak küçülmenin yollarını arayan Alis gibi hissettim kendimi. O küçülmenin bir yolunu bulmuştu, belki ben de bulurum...
bosluk
If I can't shrink, maybe the house will grow. Or at least inspire me to turn my house into a "wonderhouse" like this one.
Ben küçülemezsem, belki bu ev büyür. Ya da en azından kendi evimi bir 'harikalar evi'ne çevirmem için ilham verir bana.
bosluk
I wonder where the tiny people who live here are hiding when we are peeking inside their home?
Biz yuvalarını gözetlerken bu evde yaşayan mini mini insancıklar nereye saklanıyorlar acaba?
bosluk
b
A tidy woman rules this kitchen. Look at her little broom, she placed it in a handy location.
Tertipli bir hanımcık hükmediyor bu mutfağa. Bakın süpürgesini nasıl da el altında tutuyor.
bosluk
b
I can see they like wine and ale, so I know they giggle a lot when holding dinner parties.
Şarabı ve şırayı sevdikleri belli; akşam yemeklerinde bol bol kıkırdıyorlar belli ki...
b
bosluk
b
If they live in a doll house, where do doll's dolls live?
Onların oyuncak bebekleri nerede yaşıyor peki?
b
b
*Paragraph from Lewis Carroll's Alice in Wonderland.